| Inglés | Turco | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | interfere in v. | müdahale etmek | ||
|
The European Union should not interfere in any way with the territorial organisation of its Member States. Avrupa Birliği, Üye Devletlerinin bölgesel örgütlenmesine hiçbir şekilde müdahale etmemelidir. More Sentences |
||||
| General | interfere in v. | karışmak | ||
|
The Union has no right to interfere in the internal affairs of a sovereign country such as the Russian Federation. Birliğin, Rusya Federasyonu gibi egemen bir ülkenin içişlerine karışma hakkı yoktur. More Sentences |
||||
| General | interfere in v. | burnunu sokmak | ||
| General | interfere in v. | söze karışmak | ||
| Idioms | ||||
| Idioms | interfere in v. | her işe burnunu sokmak | ||
| Idioms | interfere in v. | üzerine düşmeyen işe karışmak | ||
| Inglés | Turco | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | not interfere in the internal affairs v. | içişlerine karışmamak |
| General | interfere in the internal affairs v. | iç işlerine karışmak |
| General | not interfere in the internal affairs v. | içişlerine müdahale etmemek |
| Phrasals | ||
| Phrasals | interfere in (something) v. | (bir şeye) müdahale etmek |
| Phrasals | interfere in (something) v. | (bir şeye) burnunu sokmak |
| Phrasals | interfere in (something) v. | (bir şeye) karışmak |
| Phrasals | interfere in (something) v. | (bir şeyi) engellemek |
| Speaking | ||
| Speaking | don't meddle/interfere in this expr. | bu işe sen karışma |
